Much of this
is just a function of age.
120
He focuses almost entirely
121
on issues relating to America
and the Soviet Union,
122
so important domestic matters...
123
-[coughing]
124
What do you suggest I do?
125
there is nothing you can do
126
127
But, as a friend... as Albert Windsor,
128
you are the one person I can think of
to whom he might listen.
129
Well, that is where we run
into difficulties, I'm afraid.
130
I no longer am Albert Windsor.
131
That person was murdered by his
132
And, of course,
133
to say to his old friend,
Winston Churchill, "Take a step back.
134
135
But he is no longer with us
136
by George the VI
137
who, it turns out,
138
and... [clears throat]
139
140
Even when it's in
141
The national interests?
Or Anthony Eden's interest?
142
[King George coughs]
143
an audience,
144
about Mr. Churchill
145
146
Sir?
147
148
And until then, as sovereign,
149
I do have the right to be consulted,[A20]
150
It is better to be patient and get
what you desire in the right time...
151
when you are not ready.
152
I speak from personal experience.
153
Foreign Secretary.
154
-Your Majesty.
-Sir.
155
Shall we begin to walk back, sir?
[A1]Fall behind: Gerisinde kalmak, yetersiz kalmak, geriye düşmek, derslerde geri kalmak
Fall behind the schedule: Programın gerisinde kalmak
[A2]Sovereign: Hükümdar, kral
[A3]Constitutional amendment: Anayasal değişiklik
[A4]Standpoint: Bakış açısı, görüş
A different standpoint: Farklı bir açı
From my standpoint: Bana göre, bana kalırsa, fikrimce
From this standpoint: Bu açıdan, bu noktadan
Feminist standpoint theory: Feminist bakış açısı teorisi
[A5]Abdicate: Tahttan çekilmek
[A6]Dearly:Samimiyetle, içtenlikle
[A7]Put one’s feet up: Dinlenmek istirahat etmek
[A8]Have a go: Demek, (bir şeye ya da bir şey yapmaya teşebbüste bulunmak), girişimde bulunmak
[A9]Void: Boşluk, hükümsüz, geçersiz, iptal etmek, feshetmek, ilga etmek, hükümsüz/geçersiz kılmak
[A10]Be void: Hükümsüz olmak, geçersiz olmak
Void of: -den yoksun,
Fill a void: Boşluğu doldurmak
[A11]Stickler: İnatçı/tutucu kimse, titiz kimse
[A12]No more than: -den daha çok değil,
[A13]Interfere: Müdahele etmek, yoluna çıkmak, engellemek, burnunu sokmak
Interfere with: İle çatışmak, tecavüz etmek, ilişmek
[A14]Stand for office/election: Seçimler için adaylığını koymak
[A15]In the ineterest of: İçin, yararına, menfaatine,
[A16]Grant: Bağışlamak, hibe etmek, kabul etmek
[A17]Grievance: Şikayet, kincilik,
[A18]Communicate: Haberleşmek, iletmek
Void of: -den yoksun,
Fill a void: Boşluğu doldurmak
[A11]Stickler: İnatçı/tutucu kimse, titiz kimse
[A12]No more than: -den daha çok değil,
[A13]Interfere: Müdahele etmek, yoluna çıkmak, engellemek, burnunu sokmak
Interfere with: İle çatışmak, tecavüz etmek, ilişmek
[A14]Stand for office/election: Seçimler için adaylığını koymak
[A15]In the ineterest of: İçin, yararına, menfaatine,
[A16]Grant: Bağışlamak, hibe etmek, kabul etmek
[A17]Grievance: Şikayet, kincilik,
[A18]Communicate: Haberleşmek, iletmek
[A19]Step down: Emekliye ayrılmak, istifa etmek,
[A20]Consulted: Danışılmak,
Consult: Başvurmak, danışmak
[A21]Encourage: Cesaretlendirmek, teşvik etmek, özendirmek
[A22]High state officials: Devlet erkanı
[A23]Be thrust upon: Zorla sahip olunmak, mecburen sahip olunmak
No comments:
Post a Comment