Latest

Post Top Ad

Your Ad Spot

2 January 2019

İNGİLİZCE NASIL ÖĞRENİLİR?

Image result for learn english


İNGİLİZCE ÖĞRENMEK

İngilizce öğrenme sürecinde  İngilizce kurslara gidip verim alamayan ve kur devreden, hazırlık okuyup yine de İngilizce de istediği yere gelemeyen ya da YDS de iyi puan alıp TOEFL vb. sınavlarda sorun yaşayan anadili gibi  akıcı konuşamayan ve filmleri dizileri ya da haberleri altyazısız anlayamayan sadece gramer bilgisi olup konuşurken sıkıntı yaşayan ve bunun gibi sorunlardan muzdarip birçok kişiyle karşılaşıyorum.

Bu yüzden de İngilizce nasıl öğrenilir anadili gibi nasıl konuşulur filmleri dizileri talkshowları altyazısız anlayacak derecede listening nasıl geliştirilir vb. konularda bir yazı yazmak ve kendi kendine İngilizcesini ilerletmek isteyenler için bir blog açmaya kadar verdim.

İngilizce Öğrenmenin İlk Şartı KURUMLARDAN UZAK DURMAK

İlk olarak gerçekten İngilizce öğrenmek istiyorsanız mutlaka kurslardan uzak durun, hatta birçok üniversitenin hazırlık sınıflarından da. Bu tavsiyem de yatan temel iki sebep var:

İlk sebep Türkiye'de neredeyse her kurumda karşılaştığım arkadaşlarım, öğrencilerim vasıtasıyla tanık olduğum gramere dayalı İngilizce öğretme sistemi. Boşluk doldurmalar, kelime ezberi yaptırmalar test olarak sınava tabii tutmalar ve sözde seviye belirlemeler. Bu sürecin beraberinde getirdiği öğrencide oluşan travmatik İngilizce öğrenememe güvensizlik ve İngilizceden soğuma hissi.

Bir de bu kurumlara alternatif olarak sadece speaking yaparak speakinge dayalı bir eğitim sistemi sunduğunu söyleyenler ve speaking listening problemini ortadan kaldırdığını iddia edenler.
Burada yatan temel problem sürekli speaking e dayalı bir çalışmanın yapıldığı ortamda günlük dilde speaking probleminin üstesinden gelseniz bile günlük konuşmanın(daily talk) ötesine geçememeniz. Şimdi buraya bir virgül koyalım. Bu konuya ayrıntılı bir şekilde geri döneceğim.

Sizi sınavlara hazırlayan en her türlü kurumdan uzak durun. Çünkü burada söz konusu olan bir dil öğrenmek. Yani bir yaşam biçimi, bir kültür farklı bir düşünce biçimi. Sınavlara tabii tutulabilecek ya da sınava endeksli çalışarak öğrenilebilecek bir alan değil.
Uzun lafın kısası DİL ÖĞRENMEK KEŞFETMEKTİR

Tüm seviye tespit sınavlarından uzak durun ve kendi seviyenizi belirlerken beginner, intermediate, advance gibi değerlendirmelere tabii tutmayın. Değerlendirme kıstasınız çok basit ve açık. Kendinize sormanız gereken soru CNN, BBC açıp haberleri dinlediğimde altyazısız çok rahat bir şekilde konuşulanı anlayabiliyor muyum? Yabancı dizileri Amerikan İngiliz aksanı farketmeksizin altyazısız izleyebiliyor muyum? Okuduğum metinleri sadece akademik değil aynı zamanda roman vb. türleri okuyup konuya hakim olabiliryor muyum? Sorularınız bunlar olsun ve cevabınız bu üç soruya tam anlamıyla EVET diyene kadar kendinize İngilizce biliyorum dememeniz yönünde olsun.

İNGİLİZCEYİ BİR BÜTÜN OLARAK GÖRÜN
İş ingilizcesi akademik ingilizce vs gibi birçok sınıflandırmalardan, kaçının. Türkçe öğrenme sürecinizde nasıl iş Türkçesi akademik Türkçe gibi eğitimler almıyorsanız İngilizce için de bu sınıflandırmalardan pazarlama yöntemlerinden uzak durun. Kendinize sormanız gereken şu; bir İngiliz iş İngilizcesi ya da akademik İngilizce eğitimi alıyor mu?

Image result for learn english

DİL ÖĞRENMEK DOĞAL OLMALI
İngilizce öğrenmek doğal olmalı, bir ders ya da eğitim üzerinden gerçekleşmemeli. Dil öğrenme de ihtiyacınız olan tek bir şey var ki o da insanoğlunun doğasında varolan  merak/keşfetme isteği ve taklit. Ancak merak keşfetme isteği ve bir şeyi taklit etmekten üzerinde düşünmekten konuşmaktan dinlemekten zevk almak sadece eğlendiğiniz sıkılmadığınız sürece mümkündür. Ancak bu şekilde algılarınız sürekli açık kalır öğrenme süreciniz rutinleşmez, işe dönüşmez..
Eğer kıstaslarınızı bu seviyede tutarsanız 1.5 en fazla 2 yıllık çalışma sonucunda TOEFL, IELTS gibi sınavlar için kayglanmanız gerekmeyecek. Bir İngiliz'i ya da Amerikalı'yı TOEFL ve benzeri sınavlar ne kadar geriyorsa(!) sizi de o kadar gerer.

NE KADAR SÜREDE İNGİLİZCE ÖĞRENEBİLİRİM
Sıfırdan başlayan birisi her gün yapacağı en az 3 saatlik doğru bir çalışmayla 18 ayda her konuda çok rahat bir şekilde konuşabilecek ve filmleri, dizileri, haberleri altyazısız anlayabilecek derecede İngilizce öğrenebilir. Bu öğrenme sürecini speaking çalışmaları üzerinden şöyle bir örnekle daha detaylı açıklayabilirim:

Kendinizi 2-3 yaşlarında bir çocuk olarak düşünün ilk başta sadece duyduğunuz kelimeleri tekrar edersiniz, sonrasında bazen hatalı bazen düzgün kısa kısa cümleler kurarsınız bir süre sonra ortalama 3 ay sonra 6-7 yaşlarında bir çocuk gibi günlük olayları anlatırsınız.. 6-8 ay içerisinde 12-13 yaşlarındaki biri gibi rahatça konuşursunuz. Türkiye’de birçok insanın seviyesi burada sınırlı kalıyor(bu noktada herkes çok rahat İngilizce konuşabiliyorum diyor) Anadili gibi konuşmak istiyorsanız en azından 1.5-2 yıl aktif olarak ne bulursanız dinleyecek o konu üzerine İngilizce kendi kendinize ya da biriyle sohbet ederek yorumlar yapacak olabildiğince makale vs okuyacak, kısacası listening, speaking, reading aktivitelerini bir arada gerçekleştirerek ve Türkçeyi hayatınızdan olabildiğince çıkaracaksınız. Bu sürecin sonunda İngilizceyi çok iyi derecede kullanabilen biri haline gelirsiniz. Sohbetleriniz yüzeysel kalmaz derinlere inebilir spesifik bir konuda anlatmak istediğinizi çok rahat anlatırsınız.

İNGİLİZCE ÖĞRENMENİN EN İYİ VE EN KOLAY YOLU
DİZİLERLE İNGİLİZCE

Dizilerle İngilizce öğrenmek anadili seviyesinde İngilizce öğrenmenin en kesin en etkili ve en kolay yoludur. Tek başına dizilerle İngilizce öğrenmeye çalışmak yeterli olur mu? Bu sorunun cevabı, evet sadece dizilerle native speaker seviyesinde İngilizceye hakim olabilirsiniz.

Dizilerle İngilizce öğrenirken;

İlk olarak listening beceriniz ve doğru bir çalışma yöntemiyle replikleri tekrar ederek speaking beceriniz gelişir.

Kelime bilginiz(vocabulary) tahmin edemeyeceğiniz şekilde gelişir. İzlediğiniz dizinin türüne göre; psikolojiden felsefeye, politikadan tarihe, ekonomiden bilimkurguya her alanda birçok terim kalıp ve deyim öğrenme şansı yakalar hangi kelimenin hangi durumlarda kullanıldığını görür ve cümle yapılarına hakim olursunuz. Kelimeleri cümle içinde göreceğiniz için karakterin replikleri ve o olay örgüsü aklınızda kalır, cümle içinde öğrendiğiniz kelime sadece işitsel değil aynı zamanda görsel olarak da aklınıza gelir, bu kelimeyi şu dizinin şu sahnesinden hatırlıyorum diyebilirsiniz. Kısacası öğrendiklerinizi unutmanız zorlaşır. Unutsanız bile diziyi tekrar izleyerek hemen hatırlama imkanınız olur. Beyin bağlantılara olay örgüsüne kurguya analize ve yorumlamaya ihtiyaç duyar. Ezbere öğrenilen her bilgi belli bir süre sonra belli bir bağlama oturmadığı için çöptür ve unutulur.

Dil öğrenmek sabır ve süreklilik ister, bu süreçte de sıkılmamanız ve zevk almanız şarttır. Bu yüzden de izlediğiniz dizi hoşunuza giden bir dizi olacağı için ve farklı farklı diziler izleyeceğiniz için İngilizce öğrenmekten sıkılmazsınız. İngilizce öğrenmek bu noktada her gün yenilenen farklı dünyaları aksanlar çevreleri konuları keşfetmeye dönüşen bir yolculuk haline gelir. Yani zevk alırsınız, öğrendiğinizi farkına bile varmazsınız. Doğallaşır.

Reading beceriniz de son derece gelişir. Nasıl mı? Cevabı çok basit; muhtemelen zevkle izlediğiniz diziye, dizinin oyuncularına konusuna vs. dair birçok merak ettiğiniz şey olacak. Ve isterse istemez araştıracak googlelayacak merak edeceksiniz. Ve o sırada öğrenmek istediğiniz merak ettiğiniz şey için ne yapıp edip bir cevap bulmaya çalışacak ve muhtemelen kendinizi İngilizce bir şeyler okurken bulacaksınız. Bunu reading becerinizi geliştirmek için değil öğrenmek istediğiniz şeye karşı koyamadığınız için yapacaksınız. Ve bir süre sonra ister istemez reading iniz de gelişecek. Doğal bir biçimde, farketmeden.

İzlediğiniz diziler filmler sizi hiç tahmin edemeyeceğiniz yerlere sürükleyecek. Tarihi bir dizi izlerken kendinizi bir şeyin tarihini araştırırken, bir oyuncunun hayatına bakarken, çeşitli haberleri okurken, talkshowları vb. şeyleri izlerken bulmanıza neden olacak.









No comments:

Post a Comment

Post Top Ad

Your Ad Spot

Pages